3 Nisan 2011 Pazar

Yalnızlık

Ben seni görmek için sınırlarımı zorlarken, senin umursamamandan, alaycı konuşmalarından ya da senden vazgeçerim diye korkup önüme bir parça yem atmandan anlamalıydım aslında gerçekleri... Anladım da aslında, ama aşkıma, sevgime bunu yediremedim. Sustum, gerçekleri görmen için...
Ben hayatta hiç kimseye bu kadar sabırlı davranmamıştım, oysa ki; severdim özgürlüğümü, asi olmayı, bir bardak suda fırtınalar koparmayı, kimseye hesap vermemeyi... Bir bunları severdim bir de seni sevdim... Sevgilin değil sevdiğin olmayı istedim...

İlk defa biri benden hesap sorsun istedim, bir açıklama beklesin... Bu biraz açık değil mi ya da ' Hayır bir yere gitmiyorsun,evde oturuyorsun' dan başka bir şeydi bu... Beni sorgula, duygularımı sorgula istedim. Olmadı...

Ne kadar da kolaydım senin için, ne kadar da zahmetsiz... Tabi ki bocalardın, emindin düzgün insan olduğumdan hayatında hiç karşına çıkmamış kadar düzgün... Emindin seni çok sevdiğimden ve düşündüğümden... Nedenleri, niyeleri merak etmedim hiç, inan etmedim... Bu kadar sevgisizliğinde seni nasıl bu kadar sevdim, onu merak ettim... Benim için ne düşündüğünü, beni nasıl gördüğünü, sendeki beni merak ettim...


Ama artık köşeme çekilmiş, yalnızlıklar ordusuna kumandanlık yapıyorum. İçimdeki olamadığın, belki de olamayaacağın aslınla birlikte yaşıyorum hayatı topallayarak belki de... Yürümüyorum da aslında, seninle çıktığımız bu yolda sen ayrıldıktan sonra, tam o nokta da, oturmuş, arkama bakmadan, tünelin ucundaki ışığa bakan gözleri kısık insan misali bağdaş kurmuş, bekliyorum... Neyi bekliyorum, inan bilmiyorum: bir şeyler olacak ve ben buradan kalkıp yoluma devam edeceğim.


Sanırım, zamanı değil...
Zaman, susma zamanı...

1 yorum:

  1. " Ama artık köşeme çekilmiş, yalnızlıklar ordusuna kumandanlık yapıyorum." Süper.

    YanıtlaSil