15 Mayıs 2011 Pazar

Hayalet Sevgili

Kapıyı kapatıp, ağır ağır adımımı sokağa attığımda akşam soğununu yüzümde hissettim. Günüm boş ve sıkıcı geçmişti aslında. Bir an önce eve gitmek istiyordum lakin bunun gerçek sebebi gün içinde yaşadıklarımdı.


Çok özlemiştim.
Bazen pencereden dışarısını izlerken, dalıyordum: bir an 'o' karşıma çıkıyor ve bana el sallıyordu. Kalbim küt küt atmaya başlarken, aniden ortadan kayboluyordu. Üzülüyordum belki de ama o bir saniyelik görüntü beni benden almaya yetiyordu. Ya da biri seslendiğinde, o seslendi sanıyordum. Arkamı dönüp heyecanla sesin geldiği tarafa baktığımda, başkasını görüyor ve başımdan aşağı kaynar sular dökülüyordu. Herkes, durumumu soruyordu: ani heyecanlanmalar yaşıyordum. Baktığım her yerde o vardı...

İşte, böyle geçmişti günüm... Kapıdan dışarı çıktıktan sonra, eve gitme isteğimin asıl nedeni yine yeni bir hayal kurmamdı. Hayal olduğunu bildiğim halde, gerçekmiş gibi inanıyordum. Hayalim mi?..

Evde yalnızdım bu akşam...
Günlerden cumartesi...
Her adımda onun adını sayıklıyordum.
Uzun zamandır görüşmüyorduk, başka bir sevgili de bulmuştu kendine... Hayatında biri vardı yani aslında...
Ama yine de ben onu değil, hayalimde en iyisiyle kaldığı halini seviyordum sanırım.
Ve o güya beni evde bekliyor olacaktı.
Kapıyı açacaktım, ışığı açmak için hareketlendiğimde karanlıkta boynuma sarılacak ve bana süpriz yapacaktı. sonrasında belki de yemek yiyecektik başbaşa, onun maharetli ellerinden çıkan yemeklerle... Bu hayalle yürürken, her adımımda daha hızlı olmam gerektiğimi kendime söylüyordum. Adımlar hızlandıkça, günün yorgunluğunun da katkısıyla bayak parmaklarım acımaya başlıyor ama kendi kendime '' buna değecek, çünkü o seni bekliyor '' diyerek güç veriyordum...

Evet, aslında kendimi kandırıyordum...

Yine yoktu evde. Bomboştu odalar... Yemek hazırlayan da yoktu. Beni bekleyende, boynuma sarılanda...

Yine kalmıştım tek başıma...
Üşüyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder