15 Şubat 2011 Salı

Seni yazıyorum

Günler geçmiyor ki, nasıl geçsin? Bir an da hayatıma girdin, sonra ansızın çıkıp gitmek istedin. öz benliğinle konuştuğunda elini tutmamı istedin, ben de bırakmadım, etiket gibi yapıştım belki de gerçeği görmen için... Ama yine de gittin. Bir insanın dünyasının yok olmasının ne demek olduğunu bilir misin? Bilmezsin, bilemeyeceksin de belki de, çünkü bilseydin gitmezdin....


Hep seni düşünüyor, hep seni yazıyorum. Kendimle konuşurken o lafın geliyor aklıma '' aşk çiftleşmek değil, tekleşmektir. '' yani aslında seninle konuşuyorum, senin içimde bıraktığın ruhunla... Şuan bedeninle, kokuşmuş bedeninle başbaşa kaldın. Kim bilir neler yapıyorsun. merakta etmiyor değilim, dünyanın sillesini yemeni istemiyorum. Gerçi o beden bir gün toprak olacak, yok olacak, geriye bir tek ruhun kalacak. O da ben de kaldı sanırım, daha doğrusu olamayacağın bir daha o hale bürünemeyeceğin en iyi halin ben de kaldı...

Onu yazıyorum sürekli...
Denize baktığımda, onun hayalini çiziyorum...
Onu yaşıyorum içimde...
Kitaplarda onu arıyorum...
Uyurken aklımda sadece senin adın var...
Gözlerimi açtığımda da ilk seni düşünüyorum...
Ama...

Sen yoksun....


sağda, solda izlerin var.
zor oluyor bazen uyanmak.
'zaman en iyi ilaç' derdi babam.
toparlanmaya çalışıyorum.
kendime yeni uğraşlar buldum;
şiir, resim, tiyatro, sinema...
seni yazıp,
seni boyuyorum.
seni oynayıp,
seninle uyuyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder