6 Şubat 2011 Pazar

Kapı aralığı

''Kapı Aralığı''
Oturduğu yerde, sanki sandalyede sallanıyormuş gibi bir ileri bir geri gidiyordu. tırnaklarını yeni kesmesine rağmen, parmak uçlarını kemirirken gözkapaklarını hiç kırpmıyor kaşlarının aldığı ok şekliyle o an dikkat kesildiği kapı aralığından dışarı bakıyordu, sanki içeri giren ilk kişiyi kalbinden vurmak istercesine...


Alttan ısıtmalı kalorifer nedeniyle otururken terlediğinin farkında değildi belki de ve bu yüzden ağlamayacağı konusunda verdiği sözü akla getirdiğinde , gözlerinden aşağıya akanın ter olduğunu hemencecik anladı. Ama aklında o an tek bir şey vardı: O!

Saatlerdir onu düşünüyordu. Aslında düşünmekten ziyade, bir an kapıdan içeri onun gireceğini düşünüyor ve gözlerinden artık yaşlar gelmesine rağmen en delici ve çılgın bakışıyla ok gibi kaşlarını daha da gerecek ve onu kalbinin tam ortasından vuracak gibiydi.

zaman geçmiyordu... halbuki zamanla geçecekti demişlerdi ona... unutacaksın, başkasını bulacaksın demişlerdi... Ama unutamadı da bulamadı da...

Akıp giden zamana karşın, o hala inatla kapı aralığından dışarısını heran biri gelecekmiş gibi gözetlemeye devam etti. Bir an içeri giren güneş ışığını o sansa da heyecanı kısa sürdü. Başını dik tutmaya, sevdasında kararlı olmaya devam edecekti. Gerekirse uyumayacaktı, susacaktı, konuşmayacaktı, aramayacaktı... Sadece tekrar, tekrar onun içeri girişini hayal edecekti...

ta ki, gerçek olana kadar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder